Yine uzunca bir zamandan sonra hepinize merhabalar diliyorum. En son yazımdan epey bir zaman geçti biliyorum ama malumunuz pandemi olayı hepimizin bütün enerjisini bir ruh emici gibi sömürdü adeta. İnsanın içinden hiçbir şey yapası gelmiyor. En azından ben öyleyim ama eminim bir çok kişi de bu şekilde. Yasakların yeni kaldırıldığı bu dönem umarım son olur ve hayatımıza kısıtsız bir şekilde devam ederiz.
İnsan tabi bol bol düşünüyor bu zamanlarda, ben de geçenlerde düşünürken böyle bir kurgu gelişti kafamda ve bunu yazıya dökmeye karar verdim. Hepimizin hayatında dönem dönem mutlaka ikili ilişkilere , gönül ilişkilerine girdiğimiz oldu . Düşünürken bu ilişkileri bu altın yumurtlayan tavuk hikayesiyle bağdaştırdım . Kurduğum bağıntı ve tespitlerimi buyurun hep beraber okuyalım .
Altın yumurtlayan tavuk hikayesini bilmeyenimiz yoktur. Çoğumuz bu masalı çocukluğumuzda en az bir kere okumuş veya dinlemişizdir.Bilmeyenler için ise kısa bir hatırlatma yapmak gerekirse ; evvel zaman içinde kalbur saman içinde 🙂 yok yok kısa özet geçeceğim. Vakti zamanında köylü arkadaşımızın tavuğunun biri altın yumurta yumurtlamış. Abimiz bunu görünce çok sevinmiş tabii normal olarak. Bir iki üç dört derken her gün bir altın yumurta geliyormuş tavuktan. Abimiz akıllı tabii , demiş ki ben bu tavuğu keseyim içindeki bütün altın yumurtaları alayım her gün beklemektense demiş ve tavuğu kesmiş. Açmış bakmış ammaaa elbette ne altın var ne yumurta. Hikaye böyle biter.En azından ben böyle bittiğini hatırlıyorum.
Evet hikayemizi kısaca hatırladıktan sonra gelelim ana konumuza. Günümüzde tüketim toplumu olmanın da getirdiği etkiyle yüksek derecede etrafımızdaki her şeyi tüketiyoruz. Buna ilişkiler de dahil. Nasıl mı ? Anlatayım. Aslında hikayeden sonra neler okuyacağınızı az çok anlamışsınızdır. İnsanlar bir ilişkiye başlıyor, başlarda her şey güzel çünkü herkes en güzel yönlerini ön plana çıkarıp karşısındaki hoşlandığı/sevdiği kişiye sunuyor kendini. Bir nevi altın yumurtlamaya başlıyor insanlar. Başlarda bu güzel ama sonra her gün altın yumurta sıradanlaşmaya başlıyor. İki tane beklemeye başlıyor altın yumurtadan. Bir süre sonra o da sıradanlaşıyor , hep hep daha fazlası olsun istiyoruz. Karşı taraf da bunun bilincinde ha bre yumurta ıkınmaya başlıyor ki karşıdaki memnun olsun. Bir de şu var bir ilişkide sadece bir taraf altın yumurtlar diğer taraf bu yumurtaları alır. Bu yumurtaları , yapılan jestler verilen tavizler, kişiliğini karşı taraf üzülmesin diye ön plana koyamayan davranışlar olarak nitelendirebiliriz.
Velhasıl kelam insanoğluyuz, eninde sonunda içgüdümüz bizi o tavuğu kesmeye götürüyor ! Yapmayın ! Bir anda karşıdaki insandan alabileceğimiz her şeyi almak istiyoruz en kısa zamanda. O kişinin kişisel alanını ihlal ediyoruz ( çok seviyorum kisvesi altında ) kendi başına birşeyler yapmasına bile tahammül edilmiyor ve nihayetinde tavuğu kesiyor. Bundan sonraki senaryo oldukça kötü, ilişki kesin bitiyor orası kesin. İlk başta iki taraf da altın yumurtlarken o sonra sonra tek kişiye düşüyor ve sonunda kesilen o oluyor maalesef. Peki ne yapmalıyız ?
Çözüm basit, ilişki de bir alışveriştir. Beklentiler üzerine kuruludur . Beklentilerinizi aşırı yükseltmeden herkesin insan olduğunu unutmadan, karşımızdakini bize altın yumurtlayan tavuk gibi görmeden ve beklentilerimizi zamana yayarak ilerlersek o ilişki sağlıklı ve uzun ömürlü olur. Bir ilişki yaşıyorsunuz diye karşınızdaki kişiyi size ait bir mal olarak görmeyin. İlişki yaşasa da insan olduğunu ve insanın sosyal bir varlık olduğunu unutmayın. Bu daha çok evliliklerde yoğun kullanılıyor. Kadın , kadın arkadaşlarıyla , erkek , erkek arkadaşlarıyla görüşmemeli gibi yazılı olmayan bir kanun var. İzin almalar , izin gelmeyince yalanlara dönüyor. Birbirini seven iki insan birbirinde dinlenmeli, yormamalı. Her an her dakika mesela mesaj atar atmaz karşındakinin de yazmasını beklememeli. Bu örnekler binlerce tane çoğaltılabilir. Her şeyi beraber yapmak zorunda değilsiniz, her şeyin yeri ve zamanı gelir. O an olmuyorsa daha sonra daha iyisi olacağı içindir . Su akar yolunu bulur , çok sevdiğim bir sözdür ve öyle de oluyor. Altın yumurtlayan tavuğunuzu kesmeyin. Bırakın yavaş yavaş yumurtalar gelsin..
Yazımı burada bitirirken sizler de bu konudaki fikirlerinizi yorumlara yazarsanız hep beraber fikir alışverişinde bulunabiliriz. Sevgi ve sağlıkla kalın….